– İşin uzmanı olarak yeme bozukluğunu iyi mi tanımlarsınız?
Fizyolojik-psikolojik fonksiyonları mühim düzeyde etkileyen psikiyatrik bir bozukluktur. Kişinin kendi bedeniyle olan ilişkisinin bozulmasıdır. Bu kişiler davranışlarını aşırı derecede kısıtlarlar yada davranışlarının kontrolünü tamamen kaybederler. Yeme bozukluklarının ortak noktası, duygusal problemler ve düşük kişilik algısıdır. Bazı vakalar için yatarak tedavi bile gerekebilir.
– Tek bir tip yeme bozukluğundan anlatmak mümkün mü?
Çeşitlilik gösterir normal olarak, başlıcalarına göz atarsak;
Pika: Kişinin minimum bir ay süreyle, devamlı olarak, besleyici bir kıymeti olmayan bir maddeyi (kağıt, saç, boya, sabun, kül, kil vb.) tüketmesidir. Bu durum kişinin gelişim düzeyi ile uyumlu değildir. Çocuklarda daha sık olmakla birlikte her yaş grubunda görülebilmektedir.
Bulimia nevroza: Erişkinlik ve erken erişkinlik dönemlerinde gelişme gösterir.
Anoreksiya nervoza: En moda olanı ve bilinenidir; bireylerin kendilerini fazla şişman olarak algılamaları yada başka bir deyişle kiloları ve fizyolojik görünüşleriyle aşırı derecede ilgilenmelerinden doğar. Hastaların bir kısmı sıkı rejim uygular, ara sıra kontrolü kaybederek tıkınırcasına yiyecek yer ve peşinden bu yediklerini kusarak çıkarır.
Gece yeme bozukluğu: Kişiler yiyecek yemeye öğleden sonrasında adım atar ve gece süresince devam eder. Kişiler günlük kalori alımının yüzde 25’inden fazlasını akşam yemeğinden sonrasında alırlar. Toplumda görülme oranı yüzde 2 olmakla beraber daha fazlaca hanımlarda görülür.
Kaçıngan/kısıtlayıcı gıda alım bozukluğunda ise şahıs yemeye ilgi duymamaktadır. Bunun sonucunda belirgin vücut ağırlığı kaybı, beslenme yetersizliği ve psikososyal işlevde belirgin problemler gözlenir.
Ruminasyon bozukluğu: Minimum bir ay süre ile yineleyici bir halde bulantı, istem dışı öğürme ya da iğrenme olmaksızın yutulan gıda çıkartılır (regürjitasyon) ve çıkartılan gıda tekrardan çiğnenir, tekrardan yutulur ya da tükürülür. Başlangıç yaşı çoğu zaman bebeklerde 3 ile 12 aylarıdır.